Pandemide Ebeveynlik - Bir Gününüzü Anlatın

‘’Bir Gününüzü Anlatın?’’

Oysa ne kadar da basit bir soru.Ancak hepimiz akşam yastığa başımızı koyduğumuzda, yaşadığımız günün hızını ve ertesi günü planlamakla meşgulüz. ‘’An’’a dönmek ise, neredeyse farkında bile olmadığımız bir durum. Pandemi süreci kesinlike bir tatil değildi. Yalnızca stresle farklı baş etme yöntemleri seçtik. Savunma mekanizmamız ipleri ele aldı ve bizleri daha yoğun bir strese girmekten kurtardı.

‘’Yeni Normal’’ 

Ne çok duyduk son zamanlarda bu iki kelimeyi. ‘’Yeni Normal’’ psikolojik olarak dayanıklı bireylerin, daha kabul edilebilir olduğu bir adaptasyon süreci oldu. Yetişkinler için süreci anlamlandırmak, çocuklara göre çok daha kolay oldu. Ancak çocuklar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. 

Okul öncesi dönemdeki çocuklar, kaygı ve stres yaşadıklarında, anlamlandıramayabilir ve sözel aktarımda bulunamayabilir. Bunun yerine, nedensiz ağlama, insanlardan çekinmeye başlama, oyuncaklarıyla oynamama, ebeveyne yapışma, daha öncesinde keyif aldığı durum/süreçlerden keyif almama gibi pek çok farklı tepki gösterebilirler. Bu tepkiler, bizlerden onlara aktarılan kaygı veya onların direk konu hakkında bilgi sahibi olmaları sebebi ile olabilir. Ancak oksijen maskesini önce kendimize, sonrasında ise çocuklarımıza takmalıyız. Ebeveynler olarak bu süreçte kendimiz için yapabileceğimiz pek çok şey var. Bu süreçte ebeveynler için bazı öneriler hazırladık. Bu önerilerden bazıları;

1. Sosyal Medya ve Ekran Süresini Azaltma

Günümüzde ‘’Yeni İnsan’’ın en kaçamadığı şeylerden biri teknoloji, diğeri ise anında ulaşan bilgi. Ancak bu bilgilerin ne kadarına ihtiyacımız var? Ne kadarı gerçek? Ne kadarı provakasyon? Ya da ne kadarı gerekli? Üstelik bu sürecimize, çocuklarımız da dahil olmakta. Tüm bu süreçte kendimiz ve çocuklarımız için yapacağımız en önemli şey; ihtiyacımız olan bilgi kaynaklarına, ihtiyacımız olduğu zaman ulaşmak. Hem hepimizi ilgilendiren tüm süreçten haberdar olup hem de kaygı seviyemizi düşük tutmak mümkün. Gerekli olan tek şey, telefonumuzun bildirim ayarlarına girip bildirimleri kapatmak. :) Çocuklarımız, televizyon izlerken veya tablet kullanırken maruz kaldığı haberlere dikkat etmek. 

2.Kendi Kendinle Baş Etme Konuşmaları

Kaygı verici durumlar ortaya çıktığında, endişe ve korkularınızı dinlemek yerine kendinize güven veren olumlu mesajlar verebilirsiniz. Ne kadar çok tekrar edersiniz, bilinçaltınız ve siz, sürece o kadar iyi uyum sağlarsınız. :) Şimdi içinizden tekrar etmeye başlayabiliriniz. Örneğin; ‘’Bu dünyanın her yerinde yaşanan bir durum. Tedavi süreci için uzmanlar çalışıyor. Ben de bir birey olarak maskemi takıyorum. Ellerimi yıkıyorum. Sorumluluklarımı yerine getiriyorum.’’ gibi.

3.Nefes Alma Farkındalığı

Bilim adamları diyor ki; kaygı sırasında, kan beden yüzeyinden çekilir. Yüzeyden çekilen kan, yüzey sıcaklığını düşürür. Doğru ve derin alınan nefes, damarları genişletir ve kanın bedenin en uç noktalara ulaşmasını sağlar. Doğru nefes almak bu süreçte oldukça önemli.

Peki Doğru Nefes Nasıl Alınır?

Nefes almaya başlamadan önce, sağ avucunuzu göbeğinizin hemen altına, sol elinizi göğsünüzün üzerine koyun. Gözlerinizi kapatın.

Nefes almadan önce ciğerlerinizi boşaltın.Ciğerlerinizi hayali olarak ikiye bölün. Dörde kadar sayarak burundan nefes alın. Sağ avucunuzun yukarı doğru itildiğini hissedin. Bir-iki saniye nefesinizi tutun. Sekize kadar sayarak içinizdeki tüm nefesi yavaş yavaş ağızdan verin.Aynı nefes alma sürecini bir kez daha tekrar edin. İki derin nefesten sonra, mutlaka 4-5 normal nefes alın. 

Bu önerilerimiz yetişkinler ve ebeveynler içindi. Bir sonraki çalışmamızda ise çocuklarımız var. Pandemi sürecinin çocuklarımız ve bizler için geçici bir süreç olduğunu kendimize hatırlatalım ve ne yaşarsak yaşayalım; uyum sağlayarak, cesaret göstererek hayata dönmeyi unutmayalım. 

Sevgiler.

Yazan: Psikolog / Oyun Terapisti Betül Bayram

Edit: Okul Öncesi Eğitmeni / Nihal Sayın

Etiketler: pandemi, ebeveyn, ebeveynlik, anne-baba olmak, pandemi ve stres, pandemi ve kaygı, stres bozukluğu, kaygı bozukluğu,

Kasım 12, 2020